Olumlu Geri Bildirim
Şirket kültürü ofiste çalışanların birbirleriyle olan sürekli etkileşimleri ile belirlenir. Olumsuz ifadeler çoğunluktaysa, iyi yapılan işler ifade edil(e)miyorsa kültür de buna göre şekillenir. Geri bildirim deyince çoğunlukla olumsuz geri bildirimi anlıyoruz ve buna dönük çalışmalar yapıyoruz, ben de bu blogda bu konuyu daha önce işlemiştim. Olumlu geri bildirim çoğunlukla ihmal ediliyor, aslında çok pozitif etkileri olabilir.
Kendinizi olumlu geri bildirim verme konusunda eğitebilirsiniz. Böylece olumlu ortama katkıda bulunmuş olursunuz. Ofiste olumlu haber yayan biri olmak her zaman iyidir.
Önemli ayrım: Eğer içtenlikle öyle düşünmüyorsanız olumlu bildirim vermeyin. Dediğinizi kastetmiyorsanız, demeyin. Özgün değilseniz fark edilecektir.
İşler iyi gittiğinde olumlu geri bildirim güdüsü geriye gidiyor, çünkü beynimiz bunu “normal” kabul ediyor, sadece olumsuz sorun çıkarabilecek durumlara odaklanıyoruz.
Olumlu / olumsuz bildirimlerinizi 3’e 1 oranına getirebilir misiniz? Bu ancak olumlu davranış ve performansı fark edip bunu etrafınıza uygun şekilde bildirmenizle olabilir. Farkedeceğiniz olumlu davranışlar, bir çalışana yardımcı olmak, bilgi paylaşımı, yeni bir öğrenme olanağı yaratmak, amaca dönük katkı, pozitif bir şeyi fark etmek olabilir…
Size olumlu bir geri bildirim geldiğinde nasıl davranıyorsunuz? “Ne olacak canım, o benim zaten işim” mi diyorsunuz? Demeyin. Onun yerine “teşekkür ederim” bence çok daha iyi bir cevap!
Size biri bir övgü yaptığında bunu kabul edebiliyor musunuz? Bu olduğunda küçümsemeyin.. “Sorun değil, sadece eski power point sayfalarını düzenledim” diyerek gelen övgüyü küçültmeyin. “Teşekkür ederim” deyin. Bu size de iyi hissettirecektir. Bu aynı zamanda olumlu bildirim yapan çalışanı da yüreklendirir.
İçinizdeki eleştirmen çok mu mükemmeliyetçi?
Eğer olumlu geri bildirimleri kabul etmekte zorlanıyorsanız kendi kendinize konuşmanızı ve kendinize olan davranışlarınızı gözden geçirin. Acaba kendinize haksızlık mı ediyorsunuz? Bu bir sebep olabilir. Kendinizi o övgüyü alacak seviyede görmüyor olabilirsiniz. Veya kendinize bile utangaç olabilirsiniz. Görünmek, dikkat çekmek de istemiyor olabilirsiniz. Bu size ne anlatıyor?
Bu kendinizle çalışmaya devam etmeniz gerektiğini gösteriyor. Egonuz şartlanmalar ve korkularla birlikte sizinledir. Bunları bir kenara bırakıp insanların size yapacakları övgüyü kabul edin. Eğer size yapılan övgüleri kabul etmekte zorlanıyorsanız, böyle hissetmenize sebep olan özellikle değersizlik duygusu üzerine çalışabilirsiniz. Kendinizi çok acımasızca eleştirmeyin ve diğer insanlara karşı da aşırı eleştirel değil, olumlu geri bildirimler de veren olun. İyi yaptığınız şeyleri görmek ve kabul etmek sizin mutluluğunuzu ve bağlılığınızı arttıracaktır.
Şirketinizdeki kültürde başka çalışanlara övgü getirmek garip karşılanıyor olabilir. İnsanlar acaba bu övgünün arkasında ne var diye düşünebilirler, dahası sizi kötü duruma düşürmeye bile çalışabilirler. Güç odaklı organizasyonlarda çalışanları övmek sadece lidere bahşedilmiş bir özellik gibidir. O da bunu yapmıyorsa, iletişimin kuruduğu bir ortam yaratılmış olur. Bu tür otamlarda çalışanların daha üst düzeyde birini övmesi de garip karşılanabilir.
Önerim, böyle bir ortamda bile olsanız, uygun şekilde, gerçekten düşünceniz ise, insanları ve davranışlarını övün. Bu cesaret istese de düşündüğünüzden daha kötü sonuçları olmaz. İyi yapılmış bir iş görüyorsanız söyleyin, bakarsınız birden bire bir “kültür değişimi elçisi” oluverirsiniz!
Eğer şirket kültürünüz övgüye şüphe ile yaklaşıyorsa, unutmayın, sizin başlatacağınız küçük adımlar bir değişimi tetikleyebilir.
Destek : Bu yazıya destek veren kardeşim Beral Fişekçi‘ye teşekkürler..
İlham : https://www.leadershipandchangemagazine.com/positive-feedback/
Ara
Son Yazılar
- Korkuyla Yönetmek Üzerine Eylül 27, 2023
- Takdir vermekten kaçınma sebepleri ve olası çözüm yolları Eylül 20, 2023
- Koçvari yaklaşımda 4 temel duygu Eylül 13, 2023
- Orta Kademe Yöneticilerinin Önemlerinin 12 Sebebi Eylül 6, 2023
- Ekibinizin size “açılabilmesi” için kullanabileceğiniz 3 soru Ağustos 30, 2023
Arşiv
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Aralık 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Ekim 2017
- Eylül 2017
- Mayıs 2016
Kategoriler
- bağımsızlık
- Bağlılık aktiviteleri
- Bağlılık faktörleri
- Çalışan Bağlılığı
- Çalışan Sağlığı
- Çeşitlilik
- Delege etmek
- Geliştiren Organizasyon
- Genel
- Geri Besleme
- girişimcilik
- Güven
- Güven ortamı
- Hesap Verilebilirlik
- Hitabet
- inovasyon
- İş Dünyası
- İş kitapları
- İş-Hayat dengesi
- İşe Alım
- İşveren Markası
- Kapsayıcılık
- Kişisel deneyim
- Kişisel Gelişim
- Kitap
- Liderlik
- Mentörlük
- Ödül ve takdir
- Ofiste iletişim
- ofiste politika
- Ofiste verimlilik
- Pazarlama
- Psikolojik Güvenlik
- Referanslar
- Sağlık
- şeffaflık
- silo mentalitesi
- Şirket kültürü
- Takımlar
- Toplantılar
- Var olma amacı
- Wellness
- Yöneticinin Kalitesi