İşyerinde Sizi Delirten Biriyle Başetmenin 9 yolu

İşyerinde bazen size rapor eden bir ekip üyesinin bazı davranışları sizi çileden çıkarabilir. İşyeri duygularımıza hakim olmamız gereken ve bu konuda davranışlarımızın algımızı oluşturduğu bir ortamdır. Sinirlendiğinizde, öfkelendiğinizde, kendinizce haklı da olsanız durumu soğukkanlı ve profesyonelce idare etmek liderlik becerilerinden biridir.
9 öneri ile benzer durumlarda neler yapabileceğinize bakalım…
Kendinize sorun – Kişilik mi Performans mı yükselen duygularınızın sorumlusu?
Bu ilk soruya yanıtınız önemli… Kendi kişilik tipinizi bilmek ve ekibinizdeki çalışanların kişiliklerinin temel özelliklerini bilerek ona göre davranmak çok önemli ve fayda sağlar. DISC bu konuda önemli bilgiler ve yönergeler verir. Eğer çatışma kişilikleriniz arasındaki yaklaşım farkından kaynaklanıyorsa bu konuda farkındalığınızı artırarak durumu daha iyi yönetebilirsiniz. Eğer sorunun kişilik farklılıklarından kaynaklandığından eminseniz daha esnek davranarak ilerleyebilirsiniz.
Karşınızdakinin haklı olabileceğini düşünün
Kimse sabah kalkıp size gıcıklık yapmak ve ekibin aleyhine bir şeyler yapmak amacıyla işe gelmez. Karşınızdakine bu alanı açtığınızda onun kendini ifade etmesine de yer açmış olursunuz. Belki durum sizin sinirlendiğiniz versiyondan çok farklı, başka bir arka plan hikayesi içeriyordur. Sakince bunu kızdığınız iş arkadaşınıza sormaya ne dersiniz?
Performans düşüklüklerini erkenden yakalayın ve net ifade edin
Eğer konu bir performans düşüklüğü ise, bunu yakalamanız ve önemini netleştirmenizin ardından, erken bir dönemde bu konuyu çalışanınızla konuşmanız ve yüzleşmeniz konunun sonradan alevlenmesini ve daha zarar verici sonuçlara yol açmasını engeller. Bu konuda şu yazıya da bakabilirsiniz.
Böyle bir durumda sonuçlara varmadan ve duygularınız sizi ele geçirmeden önce görüşüne güvendiğiniz bir arkadaşınızdan fikir sorabilirsiniz. Belki göremediğiniz farklı bir açı vardır. Bazen iç görülerinize güvenmek, bazen de farklı görüşlere yer açmak durumundasınız.
Böyle bir durumda çalışanınız ile bu konuşmayı yaptığınızda hem o hem başkaları sizin herkesi izlediğinizi, yardımcı olmak istediğinizi, beklentilerin anlaşılması için özel çaba harcadığınızı görecek ve takdir edecektir.
İnsanlara ikinci bir şans verin – bunu onlara söyleyin
Çoğu kez insanlar hatalarını görüp kabul ettiklerinde bundan ders çıkarabilirler, performanslarını iyileştirebilirler. Böyle bir durumda çalışanınıza ikinci şansı vermek ve fakat bunu verdiğinizi ona söylemeniz doğru bir yaklaşım olabilir. Burada yaygın hata, ikinci şans vermek ancak bunu çalışanla paylaşmamaktır. Bu yapıldığı zaman çalışan “sorunu” göremeyecek ve davranışına veya performansına aynen devam edecektir. Bunu da istemezsiniz.
E-postayı bilgece kullanın
Kızgınken, duygularınız yukarıdayken eposta atmayın, yazılı bir şekilde iletişim kurmayın. Ani bir tepki vermekten kaçının. Eposta iletişiminde yanlış anlama ihtimali büyüktür, karşıdaki çok büyük ihtimalle sizin demek istediğinizi sizin anlattığınız anlamıyla anlayamayacak, kendince savunmacı yorumlar yapacak veya size geri kızabilecektir. Bu tür durumlarda eposta yerine kısa bir diyalog çok daha işe yarar – tabii bir süre geçtikten sonra.
Kızıp köpürmeden şu soruyu sorun : Bu sorun çözülebilir mi?
Düşündüğünüzden daha fazla oranda “sorun” siz kızıp köpürmeden çözülebilir. Belki küçük bir yardım isteme ile sorunu çözeceksiniz. Belki müşterinizle dürüst bir diyalog sorunu çözecek. Belki bir dış yardım işi halledecek. Yükselmeden önce sakince bu soruyu sorun : Bu sorun şimdi çözülebilir mi, nasıl?
Yok sayın – Üzerine bir gün geçsin
Çoğu kez yorgunken iyi kararlar veremiyoruz, daha süratli kızıyoruz, ani tepkiler verebiliyoruz. Uykusuzsanız devam etmeyin ve önce uykunuzu alın. Benzer durumlarda ani tepki vermek yerine 24 saatin geçmesini bekleyip tüm akışı yeniden sakin ve taze kafayla düşünün. Uykusuzken kendi performansınız da düşer ve bazı işleri siz de 2 katı daha uzun zamanda yaparsınız, bunu da fark etmeniz değerlidir. Uykusuz ve yorgunken işlerin çözümünü “bir eposta atmak”ta görebiliriz ve bu yukarıda belirttiğim sakıncaları getirebilir.
Performansla ilgili görüşünüzü belirttiniz – Şimdi bırakın insanlar işini yapsın
Bazen aşırı pro-aktif olmak iyi gelmeyebilir. Çalışanlarınıza zaman ve alan ayırmanız gerekir. Bunu yapmazsanız çalışanlarınız kendilerini boğulmuş hissedebilir ve gelişme potansiyelini göremeyebilirler. Bir noktada artık geri çekilip delegasyonun sihirli dokunuşunu yapmanız iyi olur. Delegasyon ile ilgili şu yazılar yardımcı olabilir.
Bu mesela sizin değerli enerjinizin ne kadarını hak ediyor?
Belki de bu mesele göründüğü kadar önemli değildir. Sizin duygusal enerjinizi, kaygınızı, pro aktif davranışınızı hak etmeyen bir konu da olabilir. “Bu da geçer” ve çok da etkisi olmaz diyebiliyor musunuz? Öyleyse, bırakın geçsin….
Ara
Son Yazılar
- Yeni bir Ekip Liderini Atamadan Önce Bu 12 Soruyu Sorun! Haziran 7, 2023
- Ekibinizi Peşinize Takmanın En Etkili Yolu Mayıs 31, 2023
- Toplantılarda Yaratıcılığı Tetiklemek için Bir Öneri Mayıs 24, 2023
- Ekip Lideri olarak yaptığınız 3 yaygın hata ve kurtulma yollarınız Mayıs 17, 2023
- Uzaktan Çalışanlara Sorabileceğiniz 10 soru Mayıs 10, 2023
Arşiv
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Aralık 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Ekim 2017
- Eylül 2017
- Mayıs 2016
Kategoriler
- bağımsızlık
- Bağlılık aktiviteleri
- Bağlılık faktörleri
- Çalışan Bağlılığı
- Çalışan Sağlığı
- Çeşitlilik
- Delege etmek
- Geliştiren Organizasyon
- Genel
- Geri Besleme
- girişimcilik
- Güven
- Güven ortamı
- Hesap Verilebilirlik
- Hitabet
- inovasyon
- İş Dünyası
- İş kitapları
- İş-Hayat dengesi
- İşe Alım
- İşveren Markası
- Kapsayıcılık
- Kişisel deneyim
- Kişisel Gelişim
- Kitap
- Liderlik
- Mentörlük
- Ödül ve takdir
- Ofiste iletişim
- ofiste politika
- Ofiste verimlilik
- Pazarlama
- Psikolojik Güvenlik
- Referanslar
- Sağlık
- şeffaflık
- silo mentalitesi
- Şirket kültürü
- Takımlar
- Toplantılar
- Var olma amacı
- Wellness
- Yöneticinin Kalitesi