Çalışanlarınızın bağlı olmasına hazır mısınız?

Şirketinizin genetik kodlarında neler var? Çalışanlarınızın katılımına, yeni fikirlerine, işi tutup ilerletmelerine açık mı? Yoksa?
Bir çok şirket çalışanlarının bağlı olmasına hazır olmayabilir. Bu da bağlılığını getireceği ek faydalardan yararlanamama gibi bir sonuç oluşturabilir. Eğer aşağıdaki listedeki durumlar sizin şirketinizde de geçerliyse o zaman bağlı çalışanların sayısının artmasına hazır olmayabilirsiniz.
Vizyon ve stratejik kararlar tek bir kişinin vizyonu ve kararları ile sınırlıysa…
Şirketiniz bir girişim olarak yola çıkmış, bir başarı sağlamış ve büyümüşse ve hâlâ tek kurucunun “günlük kararları” ile işler yürütülüyorsa o zaman bağlı çalışanlar bu organizasyonda kendilerini gösteremeyebilirler. Tek adam yaklaşımı çoğunlukla işleri hızlandırabilir fakat orta vadede sistem kurulması açısından işleri zorlaştırabilir. Böyle bir organizasyonda bağlılığı artırdığımızda kurucu & karar vericinin bireysel yaklaşımına bağlı olarak çatışma çıkabilir.
Organizasyon çok katmanlı hiyerarşik bir yapıya sahipse ve çoğunlukla işler “talimatlar” ile ilerliyorsa…
Organizasyon çok sayıda hiyerarşik katmana sahip olduğunda çalışanlar “alanlarını” göremiyorlar ve işler “talimatlar” ile ilerliyor, bu şekilde yaratıcılık olamıyor, sahiplenme de olamıyor. Bu tür bir organizasyonda bağlılığı artırırsak yine “otonomi” isteyen ve bunu değer olarak hayata geçirmek isteyen bağlı çalışanlar ile “sistemin” bu şekilde sürmesini isteyen tasarlayıcılar arasında çatışmalar olacaktır.
Yenilikler zor kabul ediliyor veya “eski köye yeni adet” sevilmiyorsa…
Organizasyonda yaratıcı fikirler mini toplantılarda ölüyorsa, bu işi zaten hep böyle yapıyoruz, ne gerek var kurulu düzeni bozmaya diyen yaklaşım orta kademeyi ve iş sahibini ele geçirmişse bu aşırı süratli dünyada zaten bu şirketin zor duruma düşeceğini öngörebiliriz. Bağlı çalışanlar tüm şirketi düşündükleri ve yaratıcı taraflarını değer olarak ortaya koymak istedikleri için bu durumlarda da çatışma olabilir.
Kilit noktadaki yöneticiler veya iş sahibi için haklı olmak iş sonucundan daha önemli ise…
Bazen para veya iş sonucundan daha da öncelikli olmak üzere, iş sahibi “haklı” olmak ister, haklı değilse bile “gücünü” kullanarak işin istediği gibi yapılması konusunda ısrarcı olur. “İkinci adam”ını da dinlemez, “bildiğini” yapma konusunda insanların uzmanlıklarını da dinlememe eğilimi gösterir. Bu gibi durumlarda bağlı çalışanlar “talimatları yerine getiren bir asker” olmak istemeyecekleri için zorluklar çıkabilir.
Organizasyonda işler orta kademe yöneticilerin iş yapma biçimlerine terk edilmişse…
Bazı şirketlerde iş sahibi ve insan kaynakları profesyonellerinin haberi dahi olmadan işler orta kademe yöneticilerin “insafına” bırakılmış olabilir. Bu durumda “sert” bir yöneticilik bir marifet haline gelir ve çalışanlar “sessizleşir”… İş sahibi bazı orta kademe yöneticilerin yöntemleri ve iş yapma biçimlerini bilse mutlaka karşı çıkar fakat genelde bu olmaz. Rakamlar geldikçe, sonuçlar izlenir ve ekiplerde neler olup bittiği bilinmez ve takip edilmez hale gelir. Bu tür durumlarda da bağlı çalışanlar orada pek barınamazlar…
Şirket ayrı ayrı iş yapan bölümlerin kaotik bir bütünü gibi bir görüntü veriyorsa, vizyon birlikteliği yoksa…
Şirkette herkes “kendi başına” iş yapıyorsa ve sanki farklı parçaların bir arada kaotik bir görüntü verdikleri bir akış varsa yine önemli bir sorunumuz var. Bağlı çalışan vizyonu bilmek ister ve buna göre kendini konumlar.. Vizyon net değilse bu da tabii zor olacak, herkes elindeki işi yapacak ama hep birlikte bir yöne ilerleme duygusu olmayacaktır.
Peki tüm bu listeyi neye dayanarak oluşturdum, bağlı çalışanların organizasyona nasıl bir etkisi olur, neler ister, nasıl davranırlar?
Müdürlerini ve iş sahiplerini daha yüksek standartlara yönlendirirler
Kendilerini ve ekip arkadaşlarını daha iyi performanslara iterler.
Tüm organizasyon ile ilgilenirler.
Tutkularının iş sahibinde de olmasını beklerler.
Sizin şirketiniz daha bağlı çalışanlar için hazır mı?
Ara
Son Yazılar
- Takdir vermekten kaçınma sebepleri ve olası çözüm yolları Eylül 20, 2023
- Koçvari yaklaşımda 4 temel duygu Eylül 13, 2023
- Orta Kademe Yöneticilerinin Önemlerinin 12 Sebebi Eylül 6, 2023
- Ekibinizin size “açılabilmesi” için kullanabileceğiniz 3 soru Ağustos 30, 2023
- Geliştiren Geri Besleme Verebilme Sanatı – 2 Ağustos 23, 2023
Arşiv
- Eylül 2023
- Ağustos 2023
- Temmuz 2023
- Haziran 2023
- Mayıs 2023
- Nisan 2023
- Mart 2023
- Şubat 2023
- Ocak 2023
- Aralık 2022
- Kasım 2022
- Ekim 2022
- Eylül 2022
- Ağustos 2022
- Temmuz 2022
- Haziran 2022
- Mayıs 2022
- Nisan 2022
- Mart 2022
- Şubat 2022
- Ocak 2022
- Aralık 2021
- Kasım 2021
- Ekim 2021
- Eylül 2021
- Ağustos 2021
- Temmuz 2021
- Haziran 2021
- Aralık 2020
- Şubat 2020
- Ocak 2020
- Aralık 2019
- Kasım 2019
- Ekim 2019
- Eylül 2019
- Ağustos 2019
- Temmuz 2019
- Haziran 2019
- Mayıs 2019
- Nisan 2019
- Mart 2019
- Şubat 2019
- Ocak 2019
- Aralık 2018
- Kasım 2018
- Ekim 2018
- Eylül 2018
- Ağustos 2018
- Temmuz 2018
- Haziran 2018
- Mayıs 2018
- Nisan 2018
- Mart 2018
- Şubat 2018
- Ocak 2018
- Ekim 2017
- Eylül 2017
- Mayıs 2016
Kategoriler
- bağımsızlık
- Bağlılık aktiviteleri
- Bağlılık faktörleri
- Çalışan Bağlılığı
- Çalışan Sağlığı
- Çeşitlilik
- Delege etmek
- Geliştiren Organizasyon
- Genel
- Geri Besleme
- girişimcilik
- Güven
- Güven ortamı
- Hesap Verilebilirlik
- Hitabet
- inovasyon
- İş Dünyası
- İş kitapları
- İş-Hayat dengesi
- İşe Alım
- İşveren Markası
- Kapsayıcılık
- Kişisel deneyim
- Kişisel Gelişim
- Kitap
- Liderlik
- Mentörlük
- Ödül ve takdir
- Ofiste iletişim
- ofiste politika
- Ofiste verimlilik
- Pazarlama
- Psikolojik Güvenlik
- Referanslar
- Sağlık
- şeffaflık
- silo mentalitesi
- Şirket kültürü
- Takımlar
- Toplantılar
- Var olma amacı
- Wellness
- Yöneticinin Kalitesi